Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9,5 milyara ulaşacağının öngörülmesiyle birlikte, global gıda üretim sisteminin de bu talebi karşılamada yetersiz kalacağı düşünülmektedir. Nüfus artışı, su kaynaklarının kullanımında meydana gelen değişiklikler, biyo-çeşitliliğin azalması, iklim değişikliği ve su kaynaklarının kalitesinin düşmesi gıda talebinin karşılanabilmesi üzerinde büyük baskı oluşturmaktadır.

Verimli araziler ve temiz su kaynakları önemli oranda yem üretimine ayrılırken, bu durum sera gazı emisyonlarının da ciddi bir şekilde artmasına neden olmaktadır. Aşırı avlanma, okyanuslardaki ekosistemi tehdit ederken, dünya genelinde avcılık, yetiştiricilik ve yüksek besleyicilik yönüyle en fazla tercih edilen protein kaynağı olan balık stokları, ya tükenmiş ya da tükenmek üzere olarak sınıflandırılmaktadır.